Elazığ Gerçekleri

Elazığ Muhtaralar Federasyonu Başkanı Ahmet Gül, Elazığ Kent Konseyi tarafından düzenlenen hastane çalıştayının eleştirerek çalıştayı düzenleyenlere; “siz neyin peşindesiniz?” diyerek tepki gösterdi. Başkan Gül açıklamasında şu ifadelere yer verdi;   “ Şehir olarak genellikle iş işten geçtikten sonra bir şeyler konuşur, çözüm üretmeye çalışırız. Örneğin, 2020 depreminde birçok mahallemizde kentsel dönüşüm yapılması için büyük bir fırsatımız varken, biz bunu gündeme getiremedik ve önceliklerimiz arasında kentsel dönüşümü dile getiremedik. Sonuç olarak, harabe haline gelmiş mahallelerimiz oldu. Şimdi de, Fırat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin nerede yapılacağıyla ilgili toplantılar ve çalıştaylar düzenleniyor. Sanki hastanenin yapılacağı yer değiştirilebilecek veya mevcut yerine inşa edilebilecekmiş gibi bir hava yaratılıyor. Ancak, bunun olmayacağını hepimiz biliyoruz. Hastane, belirtilen yerde yapılacak ve bu artık kesin gibi görünüyor. Durum böyleyken, bu konuda gündem oluşturmaya çalışmak, boşa kürek sallamaktan başka bir şey olmayacaktır.”

“Siz Neyin Peşindesiniz?”

Başkan Gül yapılması gerekenleri sıralayarak;  “Yer tespiti yapılırken, neden bu konu kamuoyu önünde tartışılmadı? O zamanlar neden manşetlere taşımadınız? Bu soruyu kendimize sormamız gerekiyor. Yapmamız gereken asıl şey, mevcut alanın kaderine terk edilmemesi için mücadele etmek. Ayrıca, o bölgedeki mahallelerin, devlet ve sigorta hastanesinin taşınmasının ardından kötü bir duruma düşen mahallelerin durumuna düşmemesini sağlamak. Bir diğer önemli nokta da, şehrin köklü mahallelerinin şu anda nasıl harabe halde olduğunu ve bunun sebeplerini masaya yatırmaktır. Gümüşkavak (Hırhırik), Aksaray (Yığınki), Kızılay (Kesrik), Karşıyaka, Salıbaba, Çatalçeşme, Sanayi, Rüstempaşa, Çarşı, Nailbey, Icadiye ve daha birçok mahallemiz şu anda kötü bir durumda. Bu mahallelerin bu hale gelmesinin nedenlerini ve bu duruma sebep olanları konuşmalıyız. Kendimize özeleştiri yaparken, bu hallere gelmelerine sebep olan karar vericileri de tespit edip, bunları kamuoyu ile paylaşmalıyız. Ancak, geçmişte yapılmış olan yanlışları ve hatalı kararları dile getirmeden, olmuş bitmiş işler üzerinden konuşmanın bir anlamı yok. Bu, ne bizlere ne de kamuoyuna samimi gelir. Bir süre sonra insanlar, “Daha önce neredeydiniz? Değirmen gitmiş, siz neyin peşindesiniz?” diye sorar.”dedi.