Başkan Yaşar’dan STK Oda ve Birliklere Korkuyorlar Tepkisi
İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Habip Yaşar Elazığ ve Türkiye gündemine ilişkin sitemize özel açıklamalarda bulundu. Başkan Yaşar Elazığ’ın yaşadığı problemlere ve ekonomik dar boğaza yönelik olarak yaptığı değerlendirmede ilimizin esnaf odaları , stk ve birliklerinin yaşanılan problemleri açıklamaktan korktuğunu dile getirdi
İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Habip Yaşar Elazığ’ın kurulduğu ilk günden bu yana AKP’ ye destek verdiğini ancak beklediği gelişmeyi yaşayamadığını kaydetti. Yaşar, “Elazığ 22 yıllık AK Parti iktidarında gereken gelişmeyi sağlayamadı. 90’lı yıllarda doğunun sanayi ve kültür başkenti olarak anılırken geldiğimiz noktada bütün alanlarda gerileme yaşadı. Bu gerileme halen devam ediyor. 2020’de meydana gelen depremde ilimiz çok büyük bir tahribata uğradı. Ancak halen konutunu alamayanlar ve enkaza dönüşmüş bir şehir merkezimiz var. Halen yıkılmayı bekleyen binalar var.” dedi
“Vaatlerinin Hiç Biri Gerçekleşmedi
AKP İktidarının her seçim döneminde vaatlerde bulunduğunu ancak bu vaatlerin hiç birinin gerçekleşmediğini kaydeden Yaşar; “Her seçim döneminde AK Parti Elazığ’a birçok vaatlerde bulunuyor. Milleti duygusal söylemlerle ve vaatlerle uyuşturdular. Ancak bu vaatlerinin hiç biri gerçekleşmedi. Örneğin 2018 yılındaki seçim döneminde Malatya-Elazığ hızlı tren seferlerinin başlayacağını söylediler. Uluova ve Kuzova Sulama Projeleri yıllar geçmesine rağmen gerçekleşmedi. Pancara kota getirip çiftçiyi mağdur da ettiler. Cip köyünde bulunan termal kaynağı ile ilgili çok büyük vaatler verdiler. Ancak kaynak halen bir hizmete dönüştürülmedi.” ifadelerini kullandı.
“Hak Sahipleri Bu Alanlarda Binalarını Yapamıyor”
Elazığ’ın bir türlü gerçekleşmeyen kentsel dönüşüm problemine de vurgu yapan Yaşar; “Kentsel dönüşümde dezavantajlı mahallelerimiz Kültür, Sanayi, Aksaray, Yıldızbağları, Mustafapaşa , Rızaiye, İcadiye ve Rüstempaşa gibi mahallelerimiz adeta birer tarlaya dönüştü. Bu bölgelerde gerekli kat irtifa hakkı tanınmadığı için hak sahipleri bu alanlarda binalarını yapamıyor.” dedi.
“Sendikalarının Hepsinin Ortak Bir Kararla Bu Taleplerini Dile Getirmesi Gerekiyor”
Eğitimde yaşanan problemlere ve öğretmenlerin olmayan öğretmenevine de dikkat çeken Yaşar; “Okullarımız yeterli temizlik hizmeti alamadığını görüyoruz. Kırsal bölgelerimizde depremden zarar gören okulların yerine yapılan okullarımızın tam olarak faaliyete geçmediği için öğrencilerimiz 60 kişilik sınıflarda eğitim görmeye çalışıyor Türkiye’nin tamamında öğretmenevi varken 5 binin üstünde öğretmenin görev yaptığı Elazığ’da bir öğretmen evi bulunmuyor. Bu durum gerçek anlamada çok üzücü… Öğretmenlerimizin güçlü sendikaları olmasına karşın sendikalarımızın bu noktada talepleri olmaması da ayrıca çok üzücüdür. Hal bu ki öğretmen sendikalarının hepsinin ortak bir kararla bu taleplerini dile getirmesi gerekiyor. “ ifadelerini kullandı.
“Bu Noktada Çok Ciddi Bir Mağduriyet Bulunuyor”
Güneykent Mahallesi’nde ulaşım problemi yaşadığını dile getiren Yaşar; “Güneykent mahallemizde ulaşımda çok ciddi bir problem yaşanıyor. Yolcu sirkülasyonu yüksek olmasına karşın otobüs ve minibüsler yetersiz kalıyor. Bölgede sosyal donatıların ve alış veriş yapacakları alanların yeterli düzeyde olmamasından dolayı vatandaşlarımız şehir merkezine gelmek zorunda kalıyorlar. Otobüsler çok fazla dolduğu için yolcu almıyor. Bu noktada çok ciddi bir mağduriyet bulunuyor. Yetkililerin acilen bu soruna çözüm bulmaları gerekiyor. “dedi
“Odalar, Birlikler Ve Stklar Ses Çıkartamıyorlar. Korkuyorlar”
Elazığ’da yaşanana problemlerin stklar tarafından çok iyi bilindiğini ancak bu sorunları ve kendi sorunlarını açıklamaktan korktuklarını dile getiren Yaşar; “ İlimizdeki esnaf ve sanatkarlar odalarının yanı sıra birliklerin ve stkların kendileri tarafından çok iyi bilindiği halde Elazığ’ın sosyal ve kültürel sorunlarına karşı duyarsız kalmaları nedeniyle sorunlar çözülemiyor. Biz ortak bir akıl oluşturmak istiyoruz. Ancak odalar, birlikler ve stklar ses çıkartamıyorlar. Korkuyorlar. Ben kendilerinin daha aktif olmasını beklerdim. İktidarın baskısı ve korkusu ile bu ülkenin yönetilemeyeceği huzur ve mutluluk için top yekün bu sorumluluğu almamız gerekiyor. Hepsi bana ne yaklaşımı ile günü kurtarmanın hesabını yapıyor. Bu noktada Elazığ Aile Hekimleri Derneği’ni tebrik ediyorum. Kendileri ile geçen gün bir araya geldik. Hak ve özgürlükleri için çaba gösteren aile hekimlerimizi başta Elazığ Aile Hekimleri Derneği Başkanı Murat Bey olmak üzere bütün aile hekimlerimizi tebrik ediyorum. Bütün stklarımızın aile hekimlerimizi örnek almalarını istiyorum. Oda, birlik ve stklarımız ile bir araya geldiğimizde yaşanan sorunlara ilişkin kendilerinden rapor hazırlamalarını istiyoruz. Bu raporu genel merkezimizle ve kamuoyu ile paylaşarak sorunlarınızı daha yüksek sesle dile getirelim diyoruz. Bu raporu hazırlamaktan korkuyorlar. Sadece bulundukları konumu muhafaza etmeye çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Şehir Merkezindeki Hastanelerin Kapatılması Sağlıkta Özelleşmeye Rant Alanı Oluşturdu”
Fırat Üniversitesi’nin şehir dışına taşınmak istendiğini de dile getiren Yaşar; “Fırat Üniversitesi Hastanesi şehir merkezinde yoğun bir hizmet veren tek devlet hastanedir. Şehir hastanesinin şehrin doğu bölgesinde şehir merkezinin uzağında yer alması ve şehir merkezindeki hastanelerin kapatılması sağlıkta özelleşmeye rant alanı oluşturdu. Şehir hastaneleri sonrasında ülkemizi ne kadar büyük bir ekonomik krize soktuklarını hep beraber görüyoruz. Bu hastanelerin hazineye ne kadar büyük bir yük getirdiğini herkes biliyor. Özel hastanelerin çoğalması ve devlet hastanelerinden gerektiği gibi hizmet alamamamız özel hastanelere rant alanı oluşturuyor. Bu durum vatandaşlarımız son derece mağdur etmektedir. Bugün şehir merkezindeki tek devlet hastanesi olmasından dolayı vatandaşlarımızın gittiği Fırat Üniversitesi hastanesi çevresi de esnaflarımızın yoğun olarak yer aldığı bir bölgedir. Biz bu olayı daha önce devlet hastanesi ve sigorta hastanesi kapatıldığında yaşadık. Bu hastanelerimizin olduğu bölge tam anlamıyla bir çöküş yaşadı. Eskiden cıvıl cıvıl olan hastane caddesi ve çevresi adeta terk edilmiş bir alana döndü. Bu nedenle Fırat üniversitesi Hastanesi’nin üniversite içerisinde yapılması gerekiyor. “ dedi
“Artık Bu Arazilere Hastane Yapmaları Mümkün Değil”
Eski devlet ve sigorta hastanelerinin atıl hale geldiğini vurgulayan Yaşar; “Hastanelerin yerleri de değerlendirilmedi. Artık bu arazilere hastane yapmaları mümkün değil. Çünkü kendilerinin şehir hastaneleri yapılırken imzaladığı sözleşmeler bulunuyor. Onları kabul edeceği hastaların tamamı devlet hastanelerinin hastalarından oluşmaktadır. Bu nedenle AK Parti’nin şehire ikinci bir hastane açmalarının imkanı bulunmuyor. Bunlar bu şehir hastaneleri ile ülkemize öyle büyük maliyetler oluşturdular ki vatandaşlarımızın vergileri ile yapılan hastane binaları ve teknik teçhizatlar atıl duruma getirildi. Bu yolla özel hastanelere rant alanı açtılar. Hazinemizin de bu yöntemle soyulmasına neden oldular. Kendileri de bu durumun farkına vardı. Şuanda yeni şehir hastanelerinin yapılamayacağını çok ciddi maliyete neden olduğunu bakanlık kendisi de ifade ederek bir nevi yanlış yaptıklarını açıkladı. “ ifadelerini kullandı.
“Devletin Bürokrasisi Gibi Kurumları Da Çökmüş Durumda”
Devletin bürokrasisi gibi kurumları da çökmüş durumda… diyen Yaşar açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “ Örneğin İl Sağlık Müdürlüğü Hizmet Binası yaklaşık on yıllık bir binadır. On yıllık bir binanın kullanılamaz hale gelmesi devlet açısından da yapan firma açısından da bir sorun teşkil etmesi lazım. Ancak hiçbir bürokrat kendisine ait bir yetkiyi tek başına kullanamıyor. Bürokratlar siyasilerin emirlerine itaat eder hale gelmiştir. Bürokratlar uygulamak istedikleri uzun dönemli projelerini uygulayamaz hale geldiler. Bürokratlar acaba il başkanı, milletvekilleri bize ne der diye düşünüyor.”
“Kendilerini Bu Devletin Sahibi Milleti İse Maraba Olarak Görüyorlar”
AKP Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım’ın yaptığı açıklamalara da dikkat çeken Yaşar; “AK Parti Elazığ İl Başkanı canlı yayında işe yerleştirmelerde kendilerinin referans verdiklerine öncelik verilmesini bir hak olarak görüyor. Kendilerini bu devletin sahibi milleti ise maraba olarak görüyorlar. Milletin artık bunları görmesi ve izlemesi lazım. Bu işlerde kul hakkı var. Bir Müslüman’ın af edilmeyen tek günahının kul hakkı olduğunu bilmesi lazım. Yıllarca emek vermiş ailesinin kıt imkanları ile okumuş ve yüksek puanlar almış insanların emekleri ve gözyaşları üzerinden oluşturulan mülakatlar da ki adaletsizlik hangi hukuka sığar. Hangi vicdana sığar. Ben bu durumun değerlendirmesini milletimize bırakıyorum. Adeta güç zehirlenmesi yaşıyorlar. Biz ne dersek doğrudur inanmışlığı ile hareket ediyorlar. Vatandaşlarımızın bunlara artık dur demesi lazım. “ dedi
“İnsanlar Bütçeleri El Vermediği İçin Artık Sıfır Eşya Kullanmaktan Vazgeçti”
Yaşanılan ekonomik darboğaza ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede ise Yaşar;” Vatandaşlarımız ekonomik olarak boğuluyor. Bakın; 2002 yılında dolar1,42 lira iken bugün 35 lira, 2022’de bir çeyrek 27 lira iken bugün 5 bin lira, 2002’de benzinin litresi 1,48 lira iken bugün 44 lira oldu. 2002’de bir kilo kıyma 75 lira iken bugün en ucuzu 600 lira oldu. Açlık sınırı 2002’de 19 bin 200 lirayken bugün 65 bin lira olmuştur. Emekli maaşı 12 bin 500 lira yapılırken kira ve yurt fiyatları yüzde yüz artış göstermiştir. Elektrik ve doğalgaz %38 artmıştır. Otoyol ve köprü ücretlerinin %50 arttığı bir ortam milletin fakru zaruret içinde olduğunu göstermektedir. Emekli, çiftçi ve esnafların ekonomik olarak çökmesi bu hayat pahalılığından kaynaklanmaktadır. 2018 yılında verilen bin liralık bayram ikramiyesi ile 217 dolar geliyordu. 2024 yılında 3 bin liraya çıkartılan bu ikramiye ile ise sadece 97 dolar alınabiliyor. 2018 yılında asgari ücret ile 25 kilo et alınabiliyorken bugün asgari ücretle sadece 7 kilo alınabiliyor. Şuanda asgari ücret ile sadece 70 litre benzin alınıyor. Bu tablo hayat pahalılığının arttığını ve ekonominin daraldığını gösteriyor. Bu tablo memurun, işçinin, emeklinin kısacası vatandaşların tamamının alım gücünün düştüğünü ortaya koyuyor. İnsanlar artık bütçeleri el vermediği için sıfır eşya kullanmaktan vazgeçti. İkinci el hatta üçüncü el eşya kullanmaya razı oldu.” ifadelerini kullandı.
Benzer Haberler
Erol’dan Milli İrade Dersi
Türkoğlu Güzellik Salonu Görünümlü Masajcılara Dikkat Çekti
ADD Gericilerin Katlettiği Kubilay’ı Unutmadı
İYİ Parti’den Ziyaret Değerlendirmesi
Elazığ’ın Havası Ortalamanın Üstünde
Erol Geçiş Garantili Köprüye Ve Şehir Hastanelerine Dikkat Çekti
Vali Hatipoğlu Vatandaşın Aidat İsyanını Duyacak Mı?
Elazığ’da Her Gün 33 Olay Meydana Geldi