Elazığ Gerçekleri

Karakoçan; “Kadına yönelik şiddet, Türkiye’nin en acil toplumsal sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. 2024 yılı Ekim ayında işlenen 48 kadın cinayeti ve buna ek olarak 23 şüpheli kadın ölümü, iktidarın şiddetle mücadelede ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor. Kadınlar, hukukun ve caydırıcı politikaların eksikliği nedeniyle hayatta kalma mücadelesi verirken, yetkililerin duyarsız açıklamaları durumun vahametini daha da derinleştiriyor. Ekonomik bağımlılık, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve yetersiz sosyal politikalar, kadınları yalnızca şiddete değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal dışlanmaya da itiyor. Bu tablo, toplumun yarısını oluşturan kadınların hak ettikleri güvenli ve eşit bir yaşamdan mahrum bırakıldığını göstermektedir.”dedi.

“Sosyal Devlet Anlayışı Ve Hak Temelli Politikalar Şarttır”

Kadına yönelik şiddetin durdurulması için yapılması gerekenlere de değinen Karakoçan; “Kadına yönelik şiddeti durdurmak için güçlü bir sosyal devlet anlayışı ve hak temelli politikalar şarttır. Kadınların ekonomik bağımsızlığını sağlamak için istihdam ve eğitimde fırsat eşitliği sunulmalı; zorunlu eğitime devam etmeyen çocukların takip edilmesi gibi somut adımlar atılmalıdır. Ayrıca, medyanın kadına yönelik şiddeti yeniden üreten içeriklere karşı bilinçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık çalışmalarının artırılması gerekmektedir. 6284 sayılı Kanun’un etkin şekilde uygulanması, sığınma evlerinin ve tecavüz kriz merkezlerinin sayısının artırılması, kadın izlem merkezlerinin kurulması gibi acil önlemlerle, mağdurların korunması sağlanmalıdır. Erkeklere yönelik bilgilendirme eğitimleri ve toplumsal zihniyet değişimi de şiddetin önlenmesinde kilit bir rol oynamaktadır.” ifadelerini kullandı

“Toplumun Şefkatli Bir Dönüşüme İhtiyacı Var”

Karakoçan açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı; “Kadınların yaşam hakkını ve güvenliğini koruyacak adımlar, yalnızca devlet politikaları ile sınırlı kalmamalı, toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir dönüşüm hareketiyle desteklenmelidir. Şiddete karşı caydırıcı tedbirler uygulanmalı, Kadın Bakanlığı gibi bir yapı kurularak bu meseleye stratejik ve bütüncül çözümler geliştirilmelidir. İYİ Parti’nin ‘Şefkatli Bir Toplum’ söylemiyle ortaya koyduğu toplumsal zihin değişimi ve kapsamlı eylem planı, kadın cinayetlerini durdurmaya yönelik önemli bir başlangıç niteliğindedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir’ sözünden ilhamla, kadınların eşit ve güvenli bir yaşam sürebilmesi için tüm kurum ve bireylerin ortak sorumluluk alması gerekmektedir. Toplumun yarasını ancak kararlı, kapsamlı ve empati temelli politikalar iyileştirebilir.”