Elazığ Gerçekleri

YRP Elazığ İl Başkanı Erhun Karakuş  sitemize olarak yaptığı açıklamada kentsel dönüşüm, AKP’nin tarım politikaları ve ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sahada olan tek partinin YRP olduğunu da dile getiren Karakuş muhalefet partilerinin sahada olmamasını da eleştirerek arkalarına bakmadan çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.

“Suriye Bile Toparlanır, İmar Edilir. Hatta Bizi Geçer. Biz Yine  Böyle Kalırız”

YRP Elazığ İl Başkanı Erhun Karakuş Elazığ’ın şehir merkezinde gerçekleşmeyen dönüşümlere ve hasarlı binaların yıkılması sonrasında boş kalan arsalara dikkat çekti. Karakuş; “Malumunuz olduğu üzere İstanbul’da ortaya konan yarısı bizden kampanyasının Elazığ’da da yapılması için  ilk basın açıklamasını biz yaptık.  Bütün STK’larımızdan bu açıklamamıza destek geldi. Vatandaşlarımız maalesef arsasını dönüştüremiyor. Açıkçası mümkün de değil.  Şehir merkezindeki vatandaşlarımızın maddi durumu bellidir. Bu vatandaşlarımız ya asgari ücretle ya da emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyor. Bir kısmı da çiftçidir.  Bu vatandaşlarımız yazları köylerinde kışın ise merkezdedir. Bu vatandaşlarımızın 2 milyonu bulan bir parayı ödeyip evlerini müteahhitlere yaptırma imkanı bulunmuyor.  Şehir merkezinin kurtuluşu arsa hissedarlarına TOKİ üzerinden 10 yıl vadeli  sıfır faizli 1 milyon lira kredi sağlanmasına bağlıdır. Bu kredi proje bazlı olarak sağlanmalıdır.  1 milyonu devletimiz karşılar sa geriye kalan 300 bin- 500 bin gibi bir miktarı da vatandaşlarımız karşılayacaktır. Bu kredi sağlanmazsa ne yaparlarsa yapsınlar bu memleket mevcut görüntüden kurtulamaz. Bakın Suriye bile toparlanır, imar edilir. Hatta bizi geçer. Biz yine  böyle kalırız.  Çünkü vatandaşımız ay sonunu zor getiriyor. Ekmeği 3 lira ucuz almak için soğuk havada kuyruk bekliyor.  Et almak için Kültürpark’ta saatlerce sıra bekliyor.  Hal böyleyken bu vatandaş nasıl 2 milyonu bulan bir parayı ödeyebilsin?” dedi

     “Asgari Ücret 35 Bin lira Olmalı”

 Asgari ücret ve emekli maaşlarına ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Karakuş; “Biz asgari ücretin 35 bin liraya çıkartılmasını ve asgari ücretteki işverenin yükünü almak için de  işverene de destek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.  En düşük emekli maaşının da asgari ücret kadar olması gerektiğini düşünüyoruz.  Bu rakamlar vatandaşa yetmeyecektir. Ancak bir nebzede olsa rahatlamalarını sağlayacaktır.  Bugün açlık sınırı 20 bin lirayı geçmiş olmasına karşın asgari ücretlimiz 17 bin emeklimiz 12 bin 500 lira maaş alıyor.  Bu rakamlar asgari ücretlimizin ve emeklilerimizin aç olduğunu ortaya koymaktadır.  Bunu  TÜİK söylüyor.  Vatandaşların gelir düzeyinin acil olarak arttırılması gerekiyor. Bu yapılmadığı takdirde vatandaşın bu ekonomik buhrandan kurtulması mümkün değildir.  Mevcut bütçe yine faiz,rantçı ve yandaş müteahhit bütçesidir. Bu şekilde bütçe yapmaya devam ederlerse vatandaşlarında bugün yaşadığı durumdan kurtulmasının imkanı bulunmuyor. “ ifadelerini kullandı

“Üretime Dair Bu İktidarın Bir Şey Yaptığını Gören Oldu Mu?”

İktidarın uyguladığı tarım politikalarına da değinen Karakuş; “Et ithal edecekler bakıyorsunuz;  bu et ya Avusturya’nın ya Hollanda’nın ya da başka bir ülkenin etleri oluyor.  Bu şekilde o ülkelerin çiftçilerine balya balya paralar ödemiş oluyorlar.  Hal bu ki ithal etmek için harcadığımız bu paraları  çiftçimize %50 mazot, %50 yem,%50 gübre desteği  olarak verirseniz bizim çiftçimiz üretir.  İthal etmek zorunda kalmayız.  Bu kez biz tarım ürünü ihraç ederiz.  Bu şekilde hem vatandaşımız ucuza et yer hem de çiftçinin alım gücü yükselir.  Vatandaşlarımız  54. Hükümet Dönemi’nde bunu gördü.  O dönem çiftçimizin uygulanan taban fiyat ile kazandığı parayı  halen daha kazanamadı. Vatandaşlarımız bunu sahada bize ifade ediyorlar.  Kendilerince çiftçimiz tembel çalışmıyor algısı oluşturmuşlar yalan konuşmasınlar. Çiftçimiz imkan verilirse çalışıyor. Gerekli desteği vermedikten sonra istediğiniz kadar besi organize sanayisi yapın.  Sivrice’de ki azot fabrikasını kapatıp yerine cezaevi yaptılar. Üretime dair bu iktidarın bir şey yaptığını gören oldu mu?” dedi

 “Bugün 500 Dolara Sattığımız Ürünü 6 Bin Dolara Satıyor Olurduk” 

Ferrokrom ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede ise Karakuş; “Bakın son olarak ferrokromu özelleştirdiler. Adam geldi. Burada;  biz muhalif olmamıza rağmen cumhurbaşkanımıza  sayın diyerek saygı da kusur etmemeye çalışırken adam Tayyip Erdoğan diyerek laf edebiliyor.  Adam bu cesareti kendisinde buluyor.  Biz Türkiye’nin en önemli kaynaklarından birini bu adama vermişiz. Adam har vurup harman savuruyor. Hal bu ki bu kaynağı  olduğu gibi satmak yerine yassı çelik haline getirip satmış olsaydık;  bugün 500 dolara sattığımız ürünü 6 bin dolara satıyor olurduk.  Elazığ’ın işsizlik problemi de kalmamış olurdu.  Bütün bunların reçetesi bizde var.  Bu reçetemizi hem iktidara hem de muhalefet partilerine gönderdik.  Siz iktidardasınız buyurun yapın. Dedik. Genel seçimde ittifak yapmamızın şartı da buydu zaten. Ancak buna uymadıkları için ittifaktan ayrıldık.  Bu arkadaşların zihniyeti; borç, faiz, rezidans ve TOKİ ekonomisi… Düşünün 2 milyonluk evleri TOKİ eliyle 4,5 milyona ihale ediyorlar.  TOKİ’de bu kadar rant dönmemiş olsaydı bunlar bu evleri de yapmazlardı.” ifadelerini kullandı.

“%7 Aldığımız Geçen Seçimde Bizi Anketçiler %3,5 Olarak Gösteriyorlardı”

Yapılan son anketler ile ilgili  ve olası bir ittifak ile ilgili  olarak ise Karakuş; “ Anketlerde oylarımızın 8,2’ye kadar çıktığını görüyoruz.  %7 aldığımız geçen seçimde bizi anketçiler%3,5 olarak gösteriyorlardı. İki katı oy aldık. Dolayısıyla YRP şuanda %15’i görmüştür.  Bu büyümemiz devam ediyor.  Bizim cumhurbaşkanı adayımız genel başkanımızdır.  YRP’nin çatısı altında bir ittifak oluşması muhtemeldir.  Bugün DEVA, Gelecek, İYİ ve Saadet Partisi’nin ittifak kuralım siz bizi destekleyin gibi bir tabloyu ortaya koyacaklarını düşünmüyorum.  Bir ittifak kurulacaksa bizim partimiz çatısının altında kurulur. Bugün alınan oylar bellidir. Bu nedenle bu partilerin  kurulacak bir ittifak sonrasında kalkıp ta kendi adaylarını cumhurbaşkanı adayı olarak gösterme imkanları bulunmamaktadır.” dedi   

“Muhalefet Olmanın Görevi Sadece Seçim Döneminde Sahaya Çıkmak Değildir.”

 Yapılacak ilk seçimde iktidar olacaklarını ve bütün çalışmalarını bu kapsamda yaptıklarını dile getiren Karakuş sahada bulunan tek parti olduklarını kaydetti. Muhalefet partilerini  sahada bulunmadığını da dile getiren Karakuş;  “Biz yerel seçimde daha fazla oy alarak Elazığ Belediyesi’ni de kazanabilirdik. Ancak  o dönemde gelişen siyasi durumlardan dolayı bunu gerçekleştiremedik. Ancak Elazığ’ın ana muhalefet partisi biziz. Elazığ’da yaptığımız çalışmalarımızın bütün motivasyonu yapılacak ilk seçimde iktidarı kazanmak üzeredir. Elazığ Erbakan’ı ve Milli Görüş’ü tanır.  Elazığ bizleri de tanır ve bilir.  Elazığ’ın hiçbir sıkıntısını görmezden gelmiyoruz.  Dolayısı ile  iktidara talip olduğumuzu ifade ediyoruz.  Bu yönde de çalışmalarımıza devam ediyoruz.  Sahada ki tek parti biziz. Şuanda sahada iktidar da yok, Muhalefet de yok. Muhalefet neden sahada yok bilmiyorum. Neden çalışmıyorlar, anlamış değilim. Sanırım seçim zamanını bekliyorlar.  Muhalefet olmanın görevi sadece seçim döneminde sahaya çıkmak değildir.  Biz şimdi de memleketimizin problemlerini gündeme getirip çözebiliyoruz.  Dolayısıyla sahaya çıkmak için neyi bekliyorlar bilemiyorum. Muhalefet partilerinin tamamı sahada olmuş olsa sorunların çözümü daha da hızlı olur.  Muhalefetin sesi daha gür çıkar.  Ama ne yazık ki sahada tek olan parti biziz.  Biz çalışmaya devam edeceğiz. Ne il başkanları , ne belediye başkanımız , nede vekillerimiz bizim hasmımız değil. Bizim siyasi rakiplerimiz…  Biz vatandaşın bize verdiği görevi yerine getiriyoruz. Bu isimlerin daha iyi çalışmalarını istiyoruz.” ifadelerini kullandı 

“13 Yıldır Yapılamayan Nasıl Oldu Da 3 Günde Yapıldı?”

Karakuş Suriye’de yaşananlara ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede ise şu ifadelere yer verdi; “Suriye gerçekten sıkıntılı bir konu… Şuanda  ne olduğunu emin olun kimse bilmiyor.  Konuşanlar biraz ezbere konuşuyor.  Fakat belli parametreleri yan yana getirdiğimiz zaman; gidişatın bizim için pek de hayra alamet olmadığını görüyoruz.  Suriye’de onlarca örgütten bahsediliyor. HTŞ denilen yapının başkanın bugün CNN’e çıkartılıp canlı yayında konuşturulması ülkemiz için pek de hayra alamet olmadığını gösteriyor.  Bizim için hayırlı olacak birini bunlar canlı yayınlarla vermezler. Bu durum bizi tedirgin ediyor.  13 yıldır süren bir mücadele vardı Suriye’de… 13 yıldır yapılamayan nasıl oldu da 3 günde yapıldı? Bir anda Esad bıraktı gitti. Bunun bu kadar basit olması bizi düşündürüyor.  Bu durum işin içinde bir bit yeniği olduğunu düşündürüyor.  Biz ülkemiz için hayırlısını istiyoruz.  İnşallah sınır güvenliğimizi sağlam bir şekilde sağlarız. “