Elazığ Gerçekleri

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınan karar ile 8 Nisan’da Türkiye’nin en iyi okullarında görev yapan öğretmenlerin görev yerleri değiştirildi. Sendikaların Milli Eğitim Bakanlığı’nın keyfi ve kadrolaşama uygulaması olarak nitelediği bu uygulama toplumun tüm kesimleri tarafından tepki ile karşılanmaya devam ediyor. Öğretmenleri için sokağa çıkan liseliler ise  ülkenin birçok noktasında eylemlerine devam ediyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nın toplumun tamamından tepki çeken bu kararı Elazığ’da da protesto edildi. Elazığ Halk Lis önderliğinde bira raya gelen liseliler Milli Eğitim Müdürlüğü önünde oturma eylemi yaparak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i protesto ettiler.

“Bu Direniş Ülkeyi Adeta Kendi Malıymış Gibi Yönetenlerin Uykularını Kaçırıyor”

Oturma eylemi öncesinde basın açıklamasında bulunan  Halk Lis Elazığ Başkanı  Bülent Efe Çelik ve Eylül Karadağ yaptıkları açıklama ile cumhuriyetin saldırı altında olduğunu vurguladılar.  Çelik ve Karadağ tarafından okunan basın açıklamasının detaylarında ise şu ifadelere yer verildi;  “Değerli sıra arkadaşlarımız, değerli gençler, saygıdeğer basın emekçileri her birinizi saygıyla selamlıyoruz. Bu aziz Cumhuriyet'in kökleri 1921'de, kurtuluş mücadelesinin tam ortasında Maarif Kongresi düzenleyen Mustafa Kemal Paşa'nın eğitime olan inancına dayanır. Bu aziz cumhuriyet gücünü eğitimden, gücünü bilimden alır. Nitekim cumhuriyet her şeyden önce bir eğitim devrimidir. Bugün, cumhuriyetimiz alenen saldırı altındadır. Bir ağacın yıkılması için köklerinin topraktan ayrılması gerektiği gibi cumhuriyetimiz de köklerine uzanan kaliteli eğitim anlayışından yoksun bırakılmak isteniyor. Eğitimi kaliteli yapanlar öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerimiz yol göstericimizdir, öğretmenlerimiz pusulamızdır! Bugünlerde Saraçhane'den atılan demokrasi haykırışı lise koridorlarında yankılanıyor. Silivri zindanında tutsak edilen gençlerin demokrasi çığlığı okul zillerinin sesini bastırıyor. Liseler direniyor, liseler öğretmenlerine de geleceklerine de sahip çıkıyor! Öyle ki bu direniş ülkeyi adeta kendi malıymış gibi yönetenlerin uykularını kaçırıyor. İzmir'de Atatürk Lisesi'nden, İstanbul'da Kadıköy Anadolu Lisesi'nden, Bursa'da Gazi Anadolu Lisesi'nden, Ankara Mamak'tan, Antalya'dan, Adana'dan öyle bir ses yükseliyor ki öğrencilerin hayallerini çalanlar korkuya kapılıyor.”

“ Bu Anlayış Cumhuriyetin 100 Yıllık Tüm Kazanımlarını Yok Etmek İstiyor”

 Açıklamanın devamında ise; “ Açlığa mahkum ettikleri gençler, yurtsuz bıraktıkları üniversitesiler; mülakatlarda torpille eledikleri öğrenciler birlikte o kadar güçlüler ki bir simidi bölüştükleri sofralarındaki umut, sofrasında ıstakoz yiyenlerin iştahını kaçırıyor! Bu saldırıyı yapanlar yüzlerce genç arkadaşımızı gözaltına alan, tutuklayanlardır. Bu saldırıyı; hukuku sopa olarak kullanarak Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu'nu, belediye başkanlarımızı, gazetecileri, akademisyenleri tutuklatan zihniyet yapmaktadır. Bu saldırıyı hukuka, demokrasiye ve bu ülkenin gelecek güzel günlerine yapıyorlar! Yani değerli sıra arkadaşlarımız, bu anlayış cumhuriyetin 100 yıllık tüm kazanımlarını yok etmek istiyor. Ama her şeyden çok yok etmek istedikleri bir şey var: Yok etmek ve sindirmek istedikleri şey biz gençleriz, biz gençlerin örgütlü mücadelesini, direnişini kırmak hatta yok etmek istiyorlar. Çünkü biliyorlar ki Cumhuriyet gençliğe başöğretmenden emanettir. Çünkü biliyorlar ki gençliğin direnişini kırabilirlerse her istediklerini yapmaya hak bulacaklar. İşte bu kirli emellerine ulaşmak için öğretmenlerimize saldırıyorlar. Öğretmenlerimizi bizlerden uzaklaştırarak bizleri aydınlıktan karanlığa sürüklemek istiyorlar. Liyakatin ve hakkın ne demek olduğunu unuttukları gibi bize de unutturmak istiyorlar. Sadece bilgileri ile değil kişilikleri ile de bizlere rehber olan öğretmenlerimizi tasfiye etmek istiyorlar. Değerli arkadaşlar, Cumhuriyetin gerçek sahipleri olan Halkçı Liseliler olarak ilan ediyoruz: Bizler var oldukça ülkemizi karanlığa teslim etmeyeceğiz. Bizler var oldukça bu ülkede her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa karşı Türkiye'nin tüm gençleri ile omuz omuza mücadele edeceğiz. Yakın zamanda kaybettiğimiz değerli sanatçımız Edip Akbayram'ın deyişiyle "Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler..." diyoruz. Bugün burada bizleri yalnız bırakmayan, geleceğine sahip çıkan; Ulu Önderimiz Atatürk'ün Cumhuriyet ateşi olan siz değerli gençleri saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyoruz.” denildi.