Elazığ Gerçekleri

İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Habip Yaşar yaptığı basın açıklamasında; “İYİ Parti olarak, terörle mücadelede devlet aklının, hukukun üstünlüğünün ve millet iradesinin esas alınması gerektiğini her fırsatta vurguladık. Terör örgütleriyle mücadelenin pazarlıkla değil, hukuk ve güvenlik politikalarıyla yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak son dönemde, devletin bütünlüğünü ve milletin güvenliğini hiçe sayan müzakere süreçleri ile terörle mücadelede geri adım atıldığına şahit oluyoruz. İmralı’dan gelen mesajlarla terörün son bulacağı iddiası, devletin teröristlerle masaya oturduğunun açık bir göstergesidir. Bu, sadece terörle mücadelenin ruhuna değil, aynı zamanda yıllardır bu uğurda şehit düşen evlatlarımıza da yapılmış büyük bir haksızlıktır. Terörist başının, örgütün dağılması ve silah bırakması yönündeki çağrısıyla başlayan sürecin “terörsüz Türkiye’nin ilk adımı” olarak sunulması, bu ülkenin milli vicdanına hakarettir. Terör örgütleri bugün sadece yerel bir tehdit olmaktan çıkmış emperyalist devletlerin, bölge üzerinde hesabı olan devletlerin birer taşeron haline gelmiştir. Terörist başı Öcalan üzerinden yürütülmeye çalışılan bu süreç tamamıyla bir aldatmaca ve iktidarın geleceğe dönük bir kurgusudur. Devlet, terörle pazarlık yapmaz, terörü bitirmek için müzakere değil, mücadele eder.” dedi.

“Cumhur İttifakı, Millete Hesap Vermelidir”

Yaşar açıklamalarının devamında ise; “Bugün, iktidar ve Cumhur İttifakı ortakları, geçmişte en sert şekilde eleştirdikleri çözüm sürecine benzer bir süreci yeniden başlatmışlardır. İmralı’dan gelen mesajlar, terör örgütünün aklanmaya çalışıldığını ve bir af zemininin oluşturulduğunu göstermektedir. Oysa devlet, teröristlerden medet ummaz; terörü kaynağında kurutmak için irade gösterir. Geçmişte “terörle mücadelede sıfır taviz” söylemiyle siyaset yapanların, “terörü bitirdik , teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz, Türkiye’nin içerisinde terörist kalmadı” diyenlerin bugün terörist başının ağzından çıkacak sözlere umut bağlaması, büyük bir çelişkinin ve samimiyetsizliğin göstergesidir. Türk milletinin iradesiyle seçilmiş TBMM kürsüsünden, terörle mücadelede zafer ilan etmek için bir terör örgütünün elebaşının çağrısını beklemek, devleti aciz göstermektir. Bu süreç, terörle mücadelede atılması gereken kararlı adımların yerine, teröristlerin taleplerine zemin hazırlanmasının yeni bir aşaması olarak değerlendirilmelidir. Cumhur İttifakı, millete hesap vermelidir. Terörle mücadele mi ediyorsunuz, yoksa teröristlerle pazarlık mı yapıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

“Bu Sürecin Parçası Olmayacağımızı Açık Ve Net Bir Şekilde İlan Ediyoruz”

Sürece destek vermeyeceklerini vurgulayan Yaşar; “İYİ Parti olarak, bu sürecin hiçbir şekilde destekçisi ya da parçası olmayacağımızı açık ve net bir şekilde ilan ediyoruz. Türkiye’nin terörden arınması, terörist başının çağrılarıyla değil, hukuk devleti ilkelerine ve güçlü bir iradeye dayalı politikalarla mümkün olacaktır. Devletin adalet mekanizmasını hiçe sayan, şehitlerin aziz hatırasını yok sayan ve terör örgütüyle uzlaşma arayışına giren her türlü girişimin karşısında dimdik duracağız. Türk milleti, İmralı’dan gelen mesajlarla değil, devletin gücü ve hukukun üstünlüğüyle huzura kavuşacaktır. Terörle mücadele, bir pazarlık meselesi değil, devletin asli ve tavizsiz görevidir. Hiç kimse, bu milletin şerefli evlatlarını, terörle mücadelenin değil, terörle müzakerenin bir parçası haline getiremeyecektir.”dedi.